Altaylardan İstanbul’a Göç Hatıraları
Delilhan Canaltay
Hakkında
Seksene merdiven dayadım. Çok zor günleri yaşamış biriyim. İyiyi de kötüyü de gördük. Bütün bunlar bir araya gelince özellikle milletimiz için tarihi açıdan dikkate değer olaylar gözlerimin önünde film şeridi gibi canlanıyor adeta. Altay’da ve Urumçi’de iken birçok makalelerim gazetelerde yayınlandı. 1943 yılında “Cami’ul-Murat” adlı kitabım çeşitli sebeplerle yayınlanmadı. 1945 yılında Altay, Doğu Türkistan’a dâhil olunca Altay İli Dini Eğitim Dairesi adına bir kitap yazmıştım. 1946 yılında o kitap basılmıştı. 1982 yılında memleketten gelen vatandaşların yardımıyla o kitabın bir tanesi bana ulaştı. Yurt dışına çıktıktan sonra bizzat kendim kitap ve makale yazmasam da yazarlar, gazeteciler, bilim adamları birçok ülkede benimle ilgili yazılar yazıp yayınladılar. Keşmir’de 25 Temmuz 1952 tarihinde “Ni Lehir” (Yeni Dalga) gazetesinde, Veli Kayyum Han “Milli Türkistan” dergisinde, Mısır’da “Jana Dawir” (Yeni Devir), “Türkistan Avazı” dergilerinde, Türkiye’de Ali Çakır’ın “Türkistan Dramı” kitabında, Kazakistan’da “Şalkar” gazetesinde (1992, Ercan Vays) ve 1997 yılında Almatı’da basılan G. M. Mendikulova’nın “İstoriçeskiye Sudbıy Kazahskoy diyasporıy” (Kazak Diasporasının Tarihi Kaderi) adlı kitabında benim hayat hikâyemle ilgili birçok bilgi içeren yazılar çıktı. “Bence, bunlar da yeterli” düşüncesiyle kitap yazmamıştım. Buna rağmen Halife Altay’ın “Siz bir kitap yazsanız olmaz mı?” fikri önayak olup, bu kitabı yazdım. Genel okuyucu kitlesine, millete, özellikle gençlere benden bir hatıra olmasının yanı sıra toplum için ihtiyaç duyulan tarihi bilgi olacağı kanaatindeyim. Bu kitabın yazılması öncelikle o zor günlerde elimden düşürmediğim günlüğümle ilgilidir; her olayın günü, ayı gibi tefer- 14 ruata girmem bu nedenledir. Bunun içindir ki bu kitap belge niteliği taşımaktadır. Yaşadığım net vakalar dışında ne bir ekleme ne de bir eksiltme yapılmıştır. Belki, bazı olayların farklı algılanışı, belki de bugünün açısından bakıldığında bazı düşünceler yanlış olduğu kanısına varılabilir. Fakat ben hakikatten, kendi vicdanımdan bir adım uzaklaşmadım. Öyleyse her şeye okuyucu hâkimdir. Bu kitabın yazılmasında, yayınlanmasında yardımlarını esirgemeyen milletimizin büyük üstadı yazar Kaldarbek Naymanbay Bey’e abisi olarak teşekkür ediyorum.
Delilhan Hacı Canımhanoğlu Canaltay