56 farklı etnik grubun yaşadığı Çin, 1,5 milyara yaklaşan nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi. 1949 yılından bu yana Komünist Parti idaresindeki ülke, 1976’da Mao’nun ölümüyle birlikte kapılarını dünyaya açmış görünüyor. Ancak varlığını sürdürebilmek adına barındırdığı halklar üzerindeki baskılarını devam ettiren Komünist Çin yönetimi, özellikle Uygurların vatanı olan Doğu Türkistan’da sistemli bir asimilasyon ve ayrımcılık politikası uyguluyor. İnanç, ibadet, düşünce özgürlüğü gibi en temel haklarından mahrum edilen Uygurlar için günlük yaşamda pek çoğumuz için sıradan kabul edilen şeyler dahi ciddi bir risk oluşturuyor.
21. yüzyılın Çin gerçeğini, büyüyen ekonomisi yanında gelir adaletsizliği, düşünce ve inanç özgürlüğüne yönelik baskılar, ayrımcılık, ırkçılık, asimilasyon ve siyasette Komünist Parti tekeli gibi kronik problemlerle birlikte değerlendirmek gerekiyor.