ATLA
UYGURLARIN SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASI
UYGURLARIN SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASI

UYGURLARIN SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASI

Adem Öger

Dağıtıcı: YTB
Sayfa Sayısı: 236 sayfa

Hakkında

Somut olmayan kültürel miras, toplulukların, grupların kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar anlamına gelir. Kuşaktan kuşağa aktarılan bu somut olmayan kültürel miras, toplulukların ve grupların çevreleriyle, doğayla ve tarihleriyle etkileşimlerine bağlı olarak sürekli biçimde yeniden yaratılır ve onlara bir kimlik ve devamlılık duygusu verir; böylece kültürel çeşitliliğe ve insan yaratıcılığına duyulan saygıya katkıda bulunur. Somut olmayan kültürel miras olarak nitelenen kültürel değerler, sadece ulusal ölçekte değil, aynı zamanda insanlığın ortak değeri olarak da kabul edilmektedir. Toplumun belirli ihtiyaçlarından ortaya çıkan, zaman ve zemine göre değişim ve gelişim göstererek kuşaklar arasında aktarılan bu kültürel değerler, yaşayan miras şeklinde de adlandırılmaktadır. Teknolojik gelişmeler, kültür değişmeleri ve küreselleşen dünyanın bir olgusu olarak ortaya çıkan kitle kültürü, insanlığın binlerce yıllık sözel kültürel belleğinde korunan büyük bir kültürel değerleri yok etmektedir. Bu bağlamda, her toplum kültürel birikimini gelecek kuşaklara aktarma noktasında çeşitli çalışmalar yürütmektedir. Zengin ve köklü bir kültüre sahip olan Uygurlar, merkezî bir coğrafyada yaşamaları ve tarihî süreçte çeşitli dinleri kabul etmeleri nedeniyle sosyo-kültürel yaşamları açısından Türk boyları arasında ayrı bir yere sahiptir. Ayrıca erken dönemde yerleşik hayata geçen Uygurlar, alfabeden edebiyata, müzikten halk danslarına, resim ve minyatürden geleneksel mesleklere ve sözlü kültür geleneğine zengin bir kültürel birikim meydana getirmişlerdir. Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan Uygurlar, son yüzyılda çeşitli siyasi ve sosyal nedenlerle Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye gibi farklı ülkelere göç etmek zorunda kalmışlardır. 1870’li yıllarda Çin’den Kazakistan’a başlayan Uygurların göçü, 1960’lı yıllara kadar devam etmiştir. Günümüzde, 250.000 civarında Uygur nüfusunun bulunduğu coğrafyalardan biri olan Kazakistan, onların kültürel miraslarını sürdürmeleri ve milli kimliklerini korumaları için uygun bir ortam olmuştur. Uygurların bu zengin kültürel mirasının tespiti, derlenmesi ve tanıtılması amacıyla hazırlanan “Uygurların Somut Olmayan Kültürel Mirası: Kazakistan Örneği” isimli proje, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından desteklenmiş ve hayata geçirilmiştir. Proje kapsamında Kazakistan’ın Almatı eyaleti sınırları içinde Uygurların yaşadığı ilçe, kasaba, köy ve mahallelerde geniş bir alan araştırması sonucu derlenen veriler, UNESCO’nun “Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi”nde ifade edilen; a) Somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve anlatımlar, b) Gösteri sanatları, c) Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler, d) Doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar, e) El sanatları geleneği, başlıkları altında ortaya konmaya çalışılmıştır. Saha araştırmalarıyla elde edilen verilerden bir demet niteliğinde olan bu eserde, metinler Türkiye Türkçesi, Uygur Türkçesi ve Kazak Türkçesiyle verilmiştir. Bugüne kadar ülkemizde Türkiye’nin ve farklı şehirlerin somut olmayan kültürel mirasına ilişkin çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Ancak elinizdeki çalışma, Türk boylarından birini konu alması, üç farklı lehçede hazırlanması ve yurtdışı saha araştırmasına dayalı olması gibi özellikleriyle içerik açısından önceki çalışmalardan ayrılmaktadır.

Kitap Künyesi

Yazar: Adem Öger
Sayfa Sayısı: 236 sayfa
Yayın Evi: YTB