Cahangir İsyanı
Ömer Han’ın 1816 yılında Fergana’da yaşayan Cahangir Hoca’yı bir grup askerle Kaşgar’a gönderdiği anlatılmaktadır. Cahangir Hoca, Hokand’dan Alay’a kaçar ve Surançı Biy ve 500 askerle birleşerek Kaşgar’a yönelik bir sefer düzenler. Ancak bu sefer beklenen başarıyı elde edemez ve Hokand’a geri dönerler. Ömer Han’ın ölümünden sonra Cahangir ve Törehan Hocalar tekrar kaçarlar, ancak Oş ile Andican arasında yakalanarak geri getirilirler. Törehan Hoca serbest bırakılırken, Cahangir Hoca hapsedilir.
Cahangir Hoca, 1822 yılında yeniden Alay’a kaçar. Orada bir süre Kırgızlar arasında kalır ve birkaç yüz asker toplayarak 1824 yılında Sultan Ahmed Buğra Han’ın mezarına ulaşır. Cahangir, Hasan Hoca aracılığıyla Kızıl Su’dan asker getirmesi için emir gönderir. Bu sırada 4.000 Ch’ing askerinin mezarın bulunduğu bölgeye doğru ilerlediği haberi gelir. Cahangir, bir hileyle Ch’ing askerlerinin tuzağından kurtulmayı başarır. Cahangir Hoca, bazı tarihçiler tarafından İngiltere’nin casusu olarak gösterilir. 1825 yılında Madali Han, Cahangir’i Kırgızları Hokand’a karşı kışkırtabileceği düşüncesiyle 4.000 askeri Çu Vadisi’ne gönderir. Asıl amacı Cahangir’i tutuklamak olan Madali Han, onu bulamaz. Baharın gelmesiyle Cahangir Kaşgar’a doğru yola çıkar. Önce Artuş’u, ardından yerel halkın yardımıyla Kaşgar, Yarkent, Yeni Gissar ve Hotan şehirlerini kontrolü altına alır. Cahangir, Kaşgar’da halk tarafından büyük bir sevinçle karşılanır ve Seyid Cangir Sultan unvanıyla tahta geçer. Ch’ing askerleri Gülbağ’a sığınır. Haziran ayında Madali Han, 15.000 askerle yardıma gelir, ancak Gülbağ’a yapılan saldırıda başarılı olamaz. Madali Han, Kaşgar’da 12 gün kaldıktan sonra Hokand’a döner. Gülbağ ise 70 günlük kuşatmadan sonra düşer. 8.000 ila 10.000 Ch’ing askeri öldürülür. Müslümanlığı kabul eden 400 Döngen ve Çinli serbest bırakılır. Bu savaşlarda özellikle dağlı Tacikler cesurca savaşırlar, İsa Datha ise askerbaşı olarak görev yapar. Cahangir Hoca, Ch’ing’e karşı Orta Asya Müslüman devletlerinin askeri ve siyasi birliğini kurarak Doğu Türkistan’da kendi gücünü güçlendirmek ister. Ancak o dönemde Issık Göl çevresinde yaşayan Kırgızlar Rusya ile diplomatik ilişkilere başlamıştır ve Cahangir bu durumu hoş karşılamaz. Ch’ing hükümeti, Aksu’da yaşayan çiftçileri vergiden muaf tutarak onları kendi tarafına çekmeyi başarır. Cahangir’in durumu aleyhine gelişir. Eğer Kaşgar’ı aldıktan sonra hemen Aksu’ya yürüseydi, Doğu Türkistan’ın tamamını kontrolü altına alabilirdi ve belki Ch’inglilere karşı başarılı olabilirdi.
Eylül ayında Chun-Tang liderliğindeki 70.000 Ch’ing askeri, Kaşgar’a doğru yola çıkar. Cahangir, Ch’ing askerlerinin Kaşgar’a dört günlük mesafede olduğunu öğrenir ve Törehan Hoca’yı onlara karşı gönderir. Ancak Törehan Hoca, Ch’inglilere karşı dayanamaz ve askerleri kaçar. Ch’ing askerleri Törehan Hoca, Musahan Hoca ve diğerlerini tutuklayarak Pekin’e gönderir. Pekin’den gelen askerler, Mart 1827’de bölgede soykırım düzenler. Cahangir Hoca, Kaşgar’dan kaçarak kurtulur. Ch’ing askerleri, Cahangir’in peşinden Fergana Vadisi’ne girerler. İki grup Ch’ing askeri Alay’da birleşir ve 20 gün burada dinlenirler. Madali Han, rahatsız olduğu için İsa Datha’ya Oş ile Kaşgar arasına Sufi Korgan ve Kızıl Korgan kurganlarını inşa etmeyi emreder. Ch’ingliler Oş’a saldırmak üzereyken, Cahangir tarafından arkadan saldırıya uğrarlar ve yenilgiye uğrarlar.
Cahangir Hoca, Narın’a ulaşarak orada sadece 9 ay dayanabilir. 1828 yılında Artuş’a gelen Cahangir, tekrar asker toplayarak Kaşgar’a saldırır, ancak başarılı olamaz. Çinliler, Cahangir’in başını getirene 200 Yambu gümüş vereceklerini ve hükümdarın şehir üzerindeki haklarını devredeceklerini vaat ederler. Haziran ayında Karateke’de (Karategin) Ch’ing askerleri tarafından tutuklanarak Pekin’e gönderilir. Madali Han’ın gönderdiği askerler geç kaldığı için boş dönerler. Pekin’e gönderilen Cahangir, demir hapse atılarak sokak sokak dolaştırılır. İmparator Cahangir’i görmek ister ancak Cahangir, Ch’ingliler tarafından zehirlenir. Cahangir, imparatorun sorularını cevaplayamaz ve eti parçalanarak köpeklere verilir. Bu anlatımda, Cahangir Hoca’nın yaşadığı olaylar ve mücadeleler anlatılmaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki, bu anlatımın tarihsel kaynaklara dayalı bir doğruluk payı olup olmadığı konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır.