
Zordun Sabir
Hakkında
Çağdaş Uygur edebiyatında önemli bir yer tutan Zordun Sabir, 1937 yılının Nisan ayında Doğu Türkistan’ın İli vilayetine bağlı Gulca kasabasının Yenitam Köyü Bostan Mahallesinde Sabir isimli çiftçi ailesinin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası Sabir, çiftçi olmasına rağmen ilim seven, bilim adamlarına saygı duyan bir kişidir. Annesi Anarhan, Zordun beş yaşındayken vefat etmiştir. Küçük yaşında anne sevgisinden mahrum kalan masum Zordun’un yüreğinde acı hatıralar bırakmış, babası Sabir dört çocuğuna hem babalık hem de annelik yapmak zorunda kalmıştır. Çocukları üvey anaya bırakmam diyen Sabir, çocukları ortaokulu bitirene kadar tekrar evlenmemiştir. Zordun, okul yaşına geldiğinde babası Sabir onu okutmak için köydeki okula kaydettirir, fakat kitap, defter, kalem ve diğer okul malzemelerini parası olmadığı için alamaz. Bunun üzerine mahallesindeki zengin birisi olan İlazi’ye üç ay çalışma karşılığında Zordun’u okutacak para bulur. İlkokulu başarı ile tamamlayan Zordun, ortaokul için evinden uzak bir ilçeye gitmek zorunda kalır ve o dönemdeki birçok zorlukların ve yoksulluğun engellemesine rağmen bu zeki çocuğun geleceği parlak diye düşünen Zamanidin isimli öğretmenin her türlü yardımı sayesinde ortaokula devam eder ve ortaokulu da başarıyla bitirir. Zordun Sabir 1953 yılından 1955 yılına kadar İli Gimnaziyum’da (Lise) okudu. Gimnaziyum’u bitirip İli Darü’l-Müellim okulunda okudu ve 1957 yılında başarıyla mezun olup, İli Gazetesi’nde çalışmaya başladı. Birkaç ay sonra Çin’deki azınlık kabul edilen milletlerin komünist ideoloji seviyesini yükseltme ve sosyalizmin nadir kadrolarını yetiştirme politikası nedeniyle Çin’in Lencu şehrindeki Kuzeybatı Azınlıklar Enstitüsü’ne gönderildi. Orada iki sene Çince eğitim alan Zordun Sabir, Çince kaynaklar ile dünya klasiklerini tanıdı ve daha çok bilgi kaynaklarına ulaşma fırsatına sahip oldu. Tarih, felsefe, sanat ve edebiyat teorileri alanlarında birçok kitap okuyarak kendi ufkunu genişletti ve ilmi çalışmalara başladı. Daha sonra mezun olduğu enstitüde öğretim elemanı olarak çalışan yazar, 1964 yılında İli vilayetine dönüp öğretmenlik yaptı. 1972 yılında yazarlar derneğine katıldı. 1976 yılında ise Şincañ Halk Neşriyatı’nın davetiyle Ürümçi şehrine yerleşen yazar, 13 Ağustos 1998’de kalp krizi geçirerek Ürümçi’de vefat etti.
Zordun Sabir’in yazı hayatı 1961 yılında “Tarim” adlı dergide yayımlanan “Ak Örük” (Ak Erik) isimli şiiriyle başlamıştır. 1966 yılında Çin’de gerçekleşen “Kültür Devrimi” Çağdaş Uygur Edebiyatında önemli bir yazar olan Zordun Sabir, milliyetçi olarak suçlanıp yönetim tarafından Tibet’in Garmu ilçesine sürgün edilmiştir. Burada birçok zorlukla mücadele eden yazar 1970’li yıllara kadar siyasi olaylar nedeniyle yazı kaleme alamamıştır. Daha sonra “Tağ Keynige Ötkende” (Dağın Arkasına Geçince), “Göherniñ Behti” (Cevher’in Mutluluğu), “10. Sinipni Emdi Tügettim” (10. Sınıfı Şimdi Bitirdim), Mehriban Ata (Şefkatli Baba), Kubulhanida (Kabul Yerinde), “Ḳerzdar” (Borçlu), “Hoşnilar” (Komşular) gibi hikâyeleri yazarak Uygur edebiyatı sahasında tanınmaya başlar. Yazarın 1979 yılında yazdığı “Dolan Yaşliri” (Dolan Gençleri) hikâyesi yazarın erken dönem yazarlığının en nadide eseri olup, edebiyat sahasında büyük ses getirmiştir. Bu eser, 1981 yılında Çin’in “Memleket Ödülü”ne sahip oldu ve söz konusu eser, yazarın çağdaş Uygur edebiyatında önemli bir yer edinmesini sağladı (Sultan 2002:195). 1980 ve 1985’li yıllar, yazarın en verimli olduğu ve edebî kişiliğinin olgunlaştığı bir dönemdir. Bu dönemde yazar “Unutmaymen Gülsare” (Unutmam Gülsare), “Cigdiler Piçirlaydu” (İğdeler Fısıldıyor), “Vapadarlik” (Vefakârlık), “Hezine” (Hazine), “Boşkelme Turpanlik” (Yumuşak Olma Turfanlı), “Kakkuk Kelip Konġanda” (Kakkuk Geldiğinde), “Eh Topilik Yol” (Ah Tozlu Yol) gibi hikâyeleri, “Baş Ahiri Yok Hetler” (Başı Sonu Olmayan Mektuplar), “Keçküz” (Sonbahar), “Gülemhan” gibi povestleri (uzun hikâye), “Avral Şamalliri” (Avral Rüzgârları) , “İzdiniş” (Arayış), “Ata”, “ Anayurt” gibi romanları yazdı. “İzdiniş” (Arayış) romanı Uygur romancılığının gelişmesine büyük katkıda bulunan bir eserdir. “İzdiniş” romanı yazarın kendi hayat hikâyesinden hareketle, kültür devriminin etkisi altındaki tüm Uygur halkının hayatını yansıtmaktadır. Roman, Uygur edebiyatında aydın karakterini yaratan ilk eser olarak, sadece köylü ve çiftçi karakterlerine yer veren konudaki eserlere ve bu bağlamda Uygur edebiyatına büyük yenilikler getirdi. İzdiniş iki ciltlik “biyografik” romandır, romandaki başkarakter “Ala” Çin’in genç bilim adamı olarak kendi idealini gerçekleştirmek için mücadele eder. Çin politikası içinde kendi kültürü, kendi varlığını daha doğrusu kendi kültürel köklerini arar. Roman Uygur edebiyatında, anlatım üslubu ve karakter yaratma özelliklerinden dolayı Uygur romancılığına farklı bir renk getirmiştir. Yazarın yetişme tarzı romanda anlatılan “Ala”nın izlediği çizginin aynısıdır. Yazarın biyografisine bakıldığında, romanda anlatılan “Ala”nın kendisi olduğu görülür (Tanrıdağlı:1997:119). Söz konusu roman tema yeniliği ve karakter yaratma özelliğiyle Uygur romancılığının 1980’li yıllardaki büyük başarısı sayılır ve romanın başkarakteri “Ala” da tüm Uygur gençlerinin hayatına örnek bir kahramandır (Sultan 2002:196). 1987 yılında Suudi Arabistan, Almanya gibi ülkeleri ziyaret etme şansına sahip olan Zordun Sabir’i Suudi Arabistan’ın padişahı kabul etmişti. Bu dönemde yazar, Suudi Arabistan’da yaşayan Uygur Türklerinin hayatını anlatan “Baş Ahiri Yok Hetler” (Başı Sonu Olmayan Mektuplar) eserini yazdı. Suudi Arabistan’da sanatçılara verilen “Uluslararası Faysal Ödülü”ne sahip oldu (Kadir 2007:40). Almanya’da ünlü Türkolog Annemarie von Gabain’le görüşen yazar, orada çok kısa süre kalmasına rağmen, Almanya halkının iki Almanya’nın birleşme isteğini yansıtan “Sizik Ademlergila” (Çizik Ademler İçin), “İşsizlar Tehimu İşçan” (İşsizler Daha Çalışkan ) gibi hikayeler yazdı. Bu hikâyeler Almanca olarak faklı dergilerde yayınlandı. Zordun Sabir’i Almanya’da gezdiren, sonradan iyi bir arkadaşlık ilişkisi olduğunu söyleyen Gabain Hanım, yazar hakkında “Belki Zordun Sabir en çok kitap okuyan, geniş bilgiye sahip Uygur yazarı olabilir” demiştir (Kadir 2007:40). 1990’lı yıllarda “Keni u Baġlar” (Nerde O Bahçeler), “Dolkunlar Sadasi” (Dalgalar Sedası), “Kuyaş Vehimisi” (Güneş Tehlikesi), “Yeñilanġan Hava” (Yenilenen Hava), “Keşker Koçiliri” (Kaşgar Sokakları), “Hörmet” (Hürmet), “Şikâyet” gibi hikâyeleri; “Sada” (Seda), “Tuman” (Duman), “Zamandaşlar” (Çağdaşlar), “Ahirki Padiçi’’(Son Çoban), “Keçküz (Sonbahar) isimli povestleri; “Ata”, “Anayurt” gibi romanları yazdı. Ancak “Anayurt” romanı yazarın vefatından (13 Ağustos 1998) sonra yayınlandı. Yazarın bu dönemindeki eserlerinin içinde Abdulvahit HASANCAN 4 özellikle XX. yüzyıl Uygur edebiyatında önemli yer tutan, yazarın yeteneğini ortaya koyan ve yazarı Uygur edebiyatında büyük şöhrete kavuşturan eseri Anayurt romanıdır (Ömer 2001: 20). “Anayurt” romanı, Uygurların yakın dönem tarihinde, 1944 yılında meydana gelen Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşu, Uygur Türklerinin Çin yönetimine karşı verdiği mücadeleyi konu alan belgesel nitelikli tarihî bir romandır. Yazar “Ahmetcan Kasimi”, “Elihan Töre”, “Ġeni Batur” gibi gerçek tarihi şahısların tiplemesini uygun bir şekilde tasvir eder. “Nuri”, “Muhtarbay” gibi kurgusal karakterleri de başarıyla yaratan yazar, Doğu Türkistan’ın durumunu iyi bir tahlille ortaya koymuş ve o dönemdeki Uygurların Rusya ve Çin gibi büyük güçlerin çıkar çatışmasının kurbanı olduğunu etkileyici bir şekilde anlatmıştır. Roman, Uygurların trajik yaşamını canlı bir şekilde tasvir ederek okurların kalbinde derin bir iz bırakmıştır. Eserde, mücadelenin başarısız olmasının sebebi diğer romanlarda olduğu gibi sadece bilgisizlik, güçsüzlük gibi unsurlara bağlanmamıştır. Doğu Türkistan’ın coğrafi konumu, dünya strateji içindeki yeri gibi önemli unsurlarla birleştirip okurları geniş düşünmeye sevk etmiştir. “Anayurt” romanı her yönden başarısı ile iki sene içinde dört defa neşredilmiş ve okunma rekorundaki başarısıyla dikkat çekmiştir. Zordun Sabir 26 yıllık yazarlık hayatına 4 roman, 13 povest (uzun hikâye), 86 hikâye, iki drama, bir film senaryosu, beş edebi makale sığdırmıştır (Kadir 2007: 102). Onun yarattığı karakterler Uygur edebiyatında ayrı bir yere sahiptir. “Komşular” hikâyesindeki “Salih”, “İzdiniş” (Arayış) romanındaki “Ala” ve “Rakip”, “Anayurt” romanındaki “Nuri” “Muhtarbay”ları Uygur edebiyatında yaratılan tipler olarak gösterebiliriz. Onun eserlerinde Uygur Türklerinin milli psikolojisi, toplumun tüm kesimlerindeki kişilerin takdiri, kısmetleri daha doğrusu trajedisi kaleme alınmıştır. Yazarın roman ve povestleri (uzun hikâye) şöyledir: Romanları: 1. Avral Şamalliri (Avral rüzğarları), “1981” 2. İzdiniş (Arayiş, iki cilt ), “1983” 3.Ata, “1994” 4. Anayurt (üç cilt), “2000” Povestleri (uzun hikâyeleri): 1.Heyrilik İş (Hayırlı İş), “1982” 2. Sübhi (Tan Vakti), “1983” 3.Vapadarlik (Vefakâr), “1983” 4.Gülemhan, “1983” 5.Bahar Haman İllik (Bahar Zaten Ilık), “1984” 6.Arça Yaprıki (Pınar Yaprağı), “1985” 7.Seherde Körgen Çüş (Seherde Görülen Rüya), “1986” 8.Keçküz (Sonbahar), “1989” 9. Ķum Arşañ (Kum Kaplıcası), “1989” 10.Tuman (Duman), “1991” Çağdaş Uygur Edebiyatında Önemli Bir Yazar: Zordun Sabir 11.Ḫire Derize (Muğlak Pencire), “1991” 12.Sada (Seda), “1995” 13.Ahirki Padiçi (Son çoban), “1997”